Anthony Bourdain 25 Haziran 1956 yılında New York’ta dünyaya gelmiştir. Aile kökenleri Yahudi ve Katolik’ti. Ailesinin dini kökeninden etkilenmemiştir. Geleneklerden uzak bir çocuk olarak büyümüştür. İçindeki farklı kişiliği keşfedene kadar sıradan bir çocukluk geçirmiştir.
En büyük şansı iyi kitap ve filmleri seçmesini bilen anne ve babaya sahip olmasıdır. Bu zeki çift çocuklarına en ince zevklerini aktarmışlardır. Ailesi Anthony’e kendilerinde olan her bilgi ve alışkanlığı aktarmışlardır. Kendi yolunu çizmesine yardım ettiler. Babasının kökenini merak etti ve Avrupa’ yı ve Fransız kıyılarını gezmeyi hayal ediyordu.
Ailece yaz tatillerini Fransa’da geçirmiştir. Bir yemek saatinde istiridye siparişi verdiler. Anthony ilk kez bu yiyeceği deneyimledi. İleride büyük bir şef olduğunda böyle tanımlayacaktı tatmak değil deneyimlemek. İstiridyeyi ağzına aldı uzun uzun çiğnedi dilindeki papillalar çalıştı. O anda anladı ki dünyada tatmak istediği yemek kalmamalıydı.
Okuduğu eğitim hayatına iki yıl ara verip bu arada denizcilik restoranlarında çalışmıştır. Tam olarak olmak istediği yer burasıydı Mutfak.
Pişireceği besinleri önce çiğ olarak tadına bakıyor pişirirken kokusunu içine çekiyor piştikten sonra damağında bıraktığı lezzetler ile adeta aşk yaşıyordu.
Eğitim hayatına bu alanda devam etmek istemiş, gastronomi eğitimi almıştır. Ama hayalleri sadece mutfak ile sınırlı kalmamıştır. Dünyanın en ünlü aşıcılık okulu olan Culinary Institute of America’ da eğitim almıştır.
1978’ de okuldan mezun olmuştur. Anthony için asıl hayat şimdi başlamıştır. Bir çaylak olarak değil de, kendinden emin bir şekilde şeflerin karşısında durabilecekti. Öğrenmeye açtı mutfakta her an yeni bir şey öğrenebilirdi.
Mezun olur olmaz, Supper Club, One Fifth Avenue ve Sullivan’s gibi ünlü restoranların mutfağında çalışmaya başlamıştır. Bu özel, prestijli restoranlara şef olmuştur. Yıllarca gelip hayranlık duyduğu yerlerde yemeklerini tattığı şeflerden biri olma yolunda hatırı sayılır bir adımdı. Çok yemek tatmalı ve sevdiği, seveceği insanlarla paylaşmaktı düşüceleri. Hep geliştirdiği “Bir insanla ne zaman yemeğini paylaşırsın, o zaman onun hakkında gerçekten bir şeyler öğrenebilirsin” felsefesine inandı ve bunu uyguladı…
Anthony, mükemmel olma yolunda ilerlemekteydi. 90’lı yıllarda aklına bir deli düşünce düşmüştü ve kağıda kaleme sarılmıştı. Anthony Bourdain ilk yazma deneyimlerini suç romanları ile yapmış olsa da yemek kitapları üzerine kaleme aldığı kitapları daha popüler olmuştur. Bir çok ünlü restoranda baş şef olarak görev almıştır.
Bunu Okumadan Yemek Yemeyin isimli makalesi New Yorker’ da yayınlanmıştır. Bu yazısı büyük bir ses getirmiş ve çıkacak olan kitabının temelini oluşturmuştur. Mutfak Sırları kitabında tüm deneyimlerini detayları ile eğlenceli şekilde anlatmıştır. Dünyanın en çok satan yemek kitaplarından biri olmuştur.
Mutfaktan sonra yazarlık deneyimi de onun en sevdiği şeylerden biri olmuş ama yolu hep mutfakta sonlanmıştır. TV programına girmiştir. A Cook Tour isimli bir program yapmış ve milyonların sevdiği bir isim haline gelmiştir.
Mükemmel yemek arayışı ile büyük bir turneye çıkmış ve çocukluk hayali olan kaşiflik kapısına gelmiştir.
Programı milyonlara ulaştır ve bu sayede kitabı da milyonlar satmayı başarmıştır. İkinci programında İstanbul’a gelmiş ülkemizin lezzetlerinin de tadına bakmıştır.
Ekibi ile Lübnan çekimlerine gittiklerinde İsrail-Lübnan olaylarının arasında kaldılar ama onu işinden bu kötü durum bile engelleyemedi çekimlerini mahsur kaldıkları otelde tamamlamışlardır. Ülkelerine döndüklerinde bu bölümler ona Emmy ödüllerine aday gösterilecek kadar çok beğenilmiştir.
2012’de, CNN’de, “Anthony Bourdain: Part Unknown”u çekti. Şovunda Amerika’dan çok Avrupa’nın kıyı şehirlerinin mutfak kültürlerine odaklanmıştı ve bu kez bambaşkaydı. Şöyle ki, sadece mutfak kültürü, yemekleri tatmak için civar restoranları gezmekle kalmamıştı. Bir bakıyorsun dövmecinin koltuğuna oturmuş kolunu uzatıyordu; bir bakıyorsun Anthony sarhoş oluveriyordu ve o çekimler, asla durmuyordu. Bir de kullandığı dil ve cinse göndermeleri vardı. Anthony, agresif cümleleri ve göndermeleri ile gastronomi dünyasının kötü çocuğu olarak anılmaya başlamıştı.
Gastronomi dünyasının kötü çocuğu olarak anılan Anthony Bourdain şef arkadaşı tarafından tutkularının doğduğu Fransa’nın Paris şehrinin bir otel odasında ölü bulunduğu kaldığı kendini asarak intihar ettiğinde bulduğunda takvimler 8 Haziran 2018 yılını gösteriyordu.







